İNFLAMATUVAR BAĞIRSAK HASTALIKLARI VE MESALAZİN (MESALAMİN)

İnflamatuvar bağırsak hastalığı, gastrointestinal sistem boyunca inflamasyona neden olan durumun genel terimidir. İnflamatuvar bağırsak hastalıkları son yıllarda gittikçe artan insidansı ile hem Türkiye’de hem de tüm Dünya’da küresel bir problem haline gelmiştir. Hastalık nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bazı genetik ve çevresel faktörler ile beraber bağırsak mikrobiyotasındaki aşırı ve düzensiz immün cevabın hastalık gelişiminde majör rol oynadığı kabul edilmektedir. Bu hastalıklar hayat kalitesini oldukça düşürmekte olup kolorektal kanser, diğer gastrointestinal hastalıklar, enfeksiyonlar ve solunum yolu hastalıkları gelişimi riskini artırmakla beraber anemi, beslenme yetersizlikleri ve artrit gibi ekstraintestinal belirtilere de yol açabilir.

İnflamatuvar bağırsak hastalığı patogenezinde temelde 3 bileşenin etkili olduğu düşünülmektedir: Genler (predispozisyon), immünite (doku hasar mekanizması) ve mikrobiyota (çevresel stimülus).

Genetik olarak doğal immün sistemdeki bir takım anormallikler sonucunda oluşan bağırsak mikrobiyota değişiklikleri kolit oluşturma potansiyeline sahip olup yaşamın ilk yıllarında bağışıklık sisteminin oluşması üzerinde önemli bir rolü olan bağırsak mikrobiyotasının bileşenlerinde olası antibiyotik kullanımına bağlı, erken dönemde değişikliklerin olması da suboptimal bağışıklığa ve hayatın ileri dönemlerinde inflamatuvar bağırsak hastalığına yatkınlığa yol açabilmektedir. İnflamatuvar bağırsak hastalığı için henüz etkin bir tedavi olmamakla beraber mevcut tedaviler semptomları azaltmaya yöneliktir.

Crohn hastalığı ve ülseratif kolit, kronik ve tekrarlayan bağırsak inflamasyonu ile karakterize olan başlıca inflamatuvar bağırsak hastalıklarıdır.

Crohn Hastalığı

Crohn hastalığı genelde 15-30 yaş aralığında görülmekte olup bağırsağın tüm katmanını kapsayan inflamasyonla karakterize olan, malignite riski barındıran, gastrointestinal sistemin herhangi bir bölgesini etkileyebilen ve nedeni bilinmeyen immünite temelli bir inflamatuvar bağırsak hastalığıdır. Çevresel etkenler Crohn hastalığı etiyolojisinde önemli rol oynamakta olup en yüksek oranların sanayileşmiş ülkelerde kaydedilmesi bu bilgiyi desteklemektedir. Çevresel etkenlerin yanında genetik yatkınlık, gastrointestinal sistem, immün sistem, bağırsak florası, diyet bileşenleri ve enfeksiyonlar da hastalık gelişiminde rol oynamaktadır. Crohn hastalığında nutrisyonel problemler sık görülür. Malabsorpsiyon, malnütrisyon, azalmış gıda alımı, vücut ağırlığında azalma, bazal enerji ihtiyacının artması, artan ihtiyaç, dehidratasyon ve ilaç etkileşimleri Crohn hastalığına bağlı bazı nütrisyonel bozukluklardır (Şekil 1).

Şekil 1: Crohn Hastalığına Bağlı Bazı Nütrisyonel Bozukluklar

İnflamatuvar bağırsak hastalıklarında diyet posası diyetin önemli bir bileşeni olup Crohn hastalığının evresine göre posa alımı önerileri değişmektedir. Belirti olmayan hafif hastalık evresinde bir defada yüksek lifli gıdaların az miktarda tüketimi önerilirken; orta-ağır hastalık aktivitesi, fistüller, striktürler ve cerrahi sonrası evrede düşük posalı diyet; tam tahıllı ürünler, esmer pirinç, kepek, fındık, yağlı tohumlar, ham meyveler, tohumlar ve meyve çiğ sebze ve kabuklu patates önerilir. Orta-ağır evrede tohumlar ve meyvenin istinası soyulmuş elma, olgun muz ve kavundur; bunlar haricindekiler önerilir.

Crohn Hastalığı Tedavisi

Başlıca amaç hastanın semptomlarını gidermektir. Farmakolojik ya da nonfarmakolojik tedavi yaklaşımları bulunmaktadır.

Farmakolojik Tedavi

  • 5-ASA (Mesalamin, Mesalazin)
  • Antibiyotikler
  • Sistemik Steroidler ve Budesonid
  • İmmünomodülatör Tedavi  (Azatiopürin ve 6-Merkaptopürin, Metotreksat, Siklosporin ve Takrolimus)
  • Biyolojik Ajanlar (TNF-alfa antagonistleri, Selektif Adezyon Molekül İnhibitörleri)
  • Denenen Tedaviler (Anti TNF ajanlar, Anti-interlökin, Anti-interferon gama antikorları, Antiinflamatuvar interlökinler, T hücre veya T hücre farklılaşmasını inhibe eden ajanlar, Lökosit adezyon inihbitörleri…)

Nonfarmakolojik Tedavi

  • Cerrahi
  • Kök Hücre Tedavisi

MESALAZİN (MESALAMİN)

5-ASA olarak da bilinen Mesalazin (Mesalamin), hafif-orta şiddetli ülseratif kolit ve Crohn hastalığı dahil olmak üzere inflamatuvar bağırsak hastalığını tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır.

Mesalazin ülseratif kolit ve Crohn hastalığı olan birçok hasta için ilk basamak tedavi olup Mesalazin’in gastrointestinal epitel hücrelerinde peroksizom proliferatörle aktive olan reseptörlerin ekspresyonunu artırarak antiinflamatuvar etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, COX enzimlerini inhibe ederek prostaglandinleri etkileyerek kolondaki inflamasyonu azaltır. Tedavinin, başladıktan sonraki 2-4 hafta içinde semptomları iyileştirmesi beklenir. Halihazırda mesalazin, şu anda bu hastalıkta en sık reçete edilen ilaçtır.

Sülfasalazinin kolondaki bakteriler tarafından azo bağının parçalanması ile sülfapiridin ve 5-ASA ortaya çıkar; kolonda açığa çıkan 5-ASA; mesalazin sülfapiridinin terapötik etkilerine sahip olup sülfapiridinin yan etkilerini içermez.

5-ASA’ların Crohn hastalığı tedavisinde etkin olduğu düşünülürken yapılan bazı çalışmalar plaseboya göre anlamlı fark olmadığını göstermektedir. Şu anda American College of Gastroenterology ve British Society of Gastroenterology hafif-orta şiddette Crohn hastalığında birinci tercih olarak önermekteyken, European Crohn’s and Colitis Organization Consensus 5-ASA’ları Crohn hastalığı tedavisinde önermemektedir.

Karşıt verilere rağmen 5-ASA’lar diğer ilaç gruplarına göre yan etki açısından güvenli ilaçlar olmalarından dolayı hafif şiddette Crohn hastalığında ilk tercih olarak yerini korumaya devam etmektedir. Baş ağrısı, bulantı, dispepsi, nadiren pulmoner toksisite, perikardit, hepatit, pankreatit, interstisyel nefrit ve hipersensitivite reaksiyonlarına neden olabilmekle beraber Mesalazin tedavisine bağlı yan etkiler oldukça nadir görülmektedir.

Mesalazin’in oral veya rektal müstahzarları bulunmaktadır. Oral alınan mesalazin, bağırsak mukozasında lokal olarak etkili olup bağırsağın luminal bölümünün submukozasında başlıca lokal etki gösterirken; rektal yol ile uygulanan Mesalazin, bağırsağın l luminal bölümüne vardığında bağırsağın mukoza ve submukoza dokusunda büyük oranda lokal etki göstermektedir.

Kaynaklar:

  1. Sehgal P., Colombel J. F., Aboubakr, A., Narula, N. (2018). Systematic review: safety of mesalazine in ulcerative colitis. Alimentary pharmacology & therapeutics, 47(12), 1597–1609.
  2. Ünal H.Ü. (2012). Crohn Hastalığında Tedaviye Güncel Bakış, Güncel Gastroenteroloji 16(1).
  3. Türker P.F. ve Günaldı S.D. (2016). Crohn Hastalığı ve Tıbbi Beslenme Güncel Gastroenteroloji 20(3).
  4. Rüzgaresen N. ve Türkay C. (2004). Crohn Hastalığının Tedavisinde Yenilikler. Güncel Gastroenteroloji 8(1).

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

E-BÜLTEN

Yeni yüklenen slaytlardan ve güncel yazılardan haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresiniz ile e-bültene kaydolabilirsiniz.