SGLT-2 İnhibitörleri Hasta Eğitimi

SGLT-2 inhibitörleri diabetes mellitus tedavisinde, günde 1 kere kullanılır (metformin ile kombinasyonu günde 2 kere).

Yemekten bağımsız olarak; aç veya tok alınabilir.

Akut böbrek hasarı görülebilir. Tedavi süresince böbrek fonksiyonları yılda en az bir kez ölçülmelidir.

Böbrekler üzerinden etki gösterdiği için, son dönem böbrek hastalarında veya diyalizdeki hastalarda kullanılmamalıdır.

İdrardaki glikoz miktarı artırdığı için idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlık oluşturur ve sık idrar yapma görülür. Özellikle kadınlarda genital mikotik enfeksiyonlar (vulvovajinal kandidiyazis gibi) görülmeye yatkınlık oluşturur. İlaç kullanıldığı süre boyunca bol su tüketilmeli ve genital hijyene dikkat edilmelidir. Genital veya perineal bölgelerde ağrı, hassasiyet, eritem veya şişlik ile birlikte ateş veya kırıklık semptomlarından bazılarının birlikte hissedilmesi halinde ilacı da yanına alarak doktora başvurmalıdır.

Kan basıncında orta dereceli bir düşmeye yol açabilir. Bu nedenle, bilinen kardiyovasküler hastalığı olan, geçmişinde hipotansiyon öyküsü olup antihipertansif tedavi alan hastalar veya 75 yaş ve üzerindeki hastalar gibi, kan basıncı düşmesinin risk oluşturabileceği hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Sıvı kaybına yol açan durumlar varsa (gastrointestinal hastalıklar gibi), hacim durumunun  (fiziksel muayene, kan basıncı ölçümleri, hematokrit dahil laboratuvar testleri gibi) ve elektrolitlerin dikkatle izlenmesi gerekir.

Sülfonilüre ya da insülinle birlikte kullanıldığında hipoglisemi yapabilir.

Hayati tehlike oluşturan ve ölümle sonuçlanan diyabetik ketoasidoz vakaları seyrek olarak bildirilmiştir. Öglisemik ketoasidozis (kan glikozu <250 mg/dL ama asidoz var) görülür; özellikle yatkınlığı olan kişilerde olur. Diyabetik ketoasidozis riski daha yüksek olan hastalar arasında, beta hücre fonksiyonu rezervi düşük olan hastalar (C-peptid düzeyi düşük tip-2 diyabet hastaları veya erişkinlerde latent otoimmün diyabeti olanlar veya pankreatit öyküsü olan hastalar gibi), besin alımının kısıtlanmasına veya şiddetli dehidratasyona neden olan durumlara sahip olan hastalar, insülin dozları azaltılmış hastalar ve akut hastalık, cerrahi veya alkol bağımlılığına bağlı olarak insülin gereksinimleri artmış hastalar bulunur. Bu hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

Bulantı, kusma, anoreksi, abdominal ağrı, aşırı susama, nefes almakta güçlük, konfüzyon, olağandışı yorgunluk veya uyku hali gibi spesifik olmayan semptomların görülmesi halinde, diyabetik ketoasidoz riski düşünülmelidir. Bu semptomlar ortaya çıkarsa, hasta, kan şekeri düzeyi ne olursa olsun, derhal ketoasidoz açısından değerlendirilmelidir. Hastaya bu belirtiler anlatılmalı, böyle bir durumla karşılaşırsa şekerli bir şeyler yemesi ve ilacını da yanına alarak hemen doktora gitmesi gerektiği söylenmelidir.

Susama hissi, sık idrara çıkma, baş dönmesi ve sırt ağrısı yapabileceği konusunda da hasta bilgilendirilmelidir. Ayrıca dislipidemi, hematokrit yükselmesi, tedavinin başlangıcında böbrek kreatinin klirensinde azalmaya da neden olabilir.

SGLT-2 inhibitörleri slaytı için tıklayınız.

“SGLT-2 İnhibitörü Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler” yazısı için tıklayınız.

E-BÜLTEN

Yeni yüklenen slaytlardan ve güncel yazılardan haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresiniz ile e-bültene kaydolabilirsiniz.