ANDROJENİK İLAÇLARIN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

muscle, muscular, athlete-311658.jpg

Testosteron, erkeklerde salgılanan temel androjendir. Leydig hücreleri, çeşitli yollar aracılığıyla, testosteronun büyük bir kısmını sentezler. Testosteron, hayatın hemen tüm dönemlerinde, erkeklerde kadınlardan daha fazla salgılanır; bu fark kadınlarla erkekler arasındaki birçok farklılığı açıklar. Erkeklerde testosteron derişiminin düzeyi, erkeği kadından ayıran pubertal değişikliklerin temel sorumlusudur. Erkekler yaşlandıkça, serum testosteron derişimleri giderek azalır, bu azalına erkeklerde yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan diğer etkilere de katkıda bulunur. Testosteron salgılanması atımlı (pulsatil) ve günlüktür; en yüksek plazma derişimi sabah 8.00, en düşük plazma derişimi akşam 8.00 civarındadır. Sabah pikleri yaş ilerledikçe azalır.

Testosteronun Etkileri

  • Erkekte ergenlik, 12 yaş civarında, gonadotroplardan FSH ve LH salgılanmasındaki artışla başlar. Bu artış hipotalamik GnRH salgılamasındaki artışla uyarılır. Artmış FSH ve LH salgılanması testisleri uyarır. Leydig hücrelerince testosteron yapımında artış ve FSH’nın Sertoli hücrelerine olan etkisi sonucu olgun sperm üreten seminifer tübüllerin gelişimini uyarır.
  • Ergenlik çağındaki testosteron artışı sonucunda başka değişiklikler de ortaya çıkabilir. Erkeklerin uzaysal ilişkilerde kadınlara göre daha iyi olması ve daha saldırgan olmaları gibi, kadınlara göre farklı davranış biçimleri gelişir.
  • Serum testosteron derişimi ve erişkin erkek karakteristikleri erken erişkin dönem ve orta yaş boyunca devam eder. Bu dönemde ortaya çıkan bir değişiklik de, saçların şakaklarda ve tepede azalmasıyla başlayan ve giderek ilerleyen erkek tipi kelliktir.
  • Erkeklerde yaşlanmayla birlikte serum testosteron derişimleri yavaş yavaş düşer.
  • Deri, artmış sebum üretimi sonucu kalınlaşarak daha yağlı bir hale gelir ve bu durum akne oluşumuna ortam hazırlar.
  • Başlangıçta pubik ve aksiller kıllar, sonra alt bacaklardaki kıllar ve sonra diğer vücut kılları ve yüz kılları olmak üzere, seksüel kıllar büyümeye başlar.
  • Ergenlik çağındaki büyümeden sorumlu epifizyal kemik büyümesi hızlanır. Ancak, epifizyal matürasyonun tamamlanması nedeniyle boyuna kemik büyümesi yavaşlar ve sonra durur.
  • Özellikle omuz çevresinde kas kitlesi ve gücü artar; cilt altı yağ dokusu azalır.
  • Kemikler, daha kalın hale gelirler.
  • Eritropoez artar, bu durum erkeklerde, erkek çocuk ve kadınlara göre hemoglobin ve hematokrit derişimlerinin daha yüksek olmasına neden olur.
  • Larinks kalınlaşır ve sesin kalınlaşır.
  • Libido gelişir.

Androjenik İlaçlar

Sentez yoluyla üretilen testosteron, testosteron türevleri ve diğer androjenik steroidler ilaç olarak kullanılmaktadır.

Aşağıdaki endikasyonlarda kullanılır:

  • Erkeklerdeki hipogonadizme ve hipopitüvitarizme eşlik eden androjen eksikliğinde replasman tedavisi
  • Yapısal büyüme ve ergenlik gecikmesi
  • Büyüme hormonu eksikliği
  • Andropoz
  • Erektil disfonksiyon
  • Ejakülasyon yetmezliği
  • Anemi
  • Osteoporoz ve herediter anjiyoödem
  • Kadınlarda hipoaktif seksüel istek bozukluğu

Yan Etkiler Ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Androjenik ilaçlar kadınlarda ve çocuklarda belirgin olarak ses kısıklığı, ses kalınlaşması, yüzde ve vücutta kıllanma, saç dökülmesi, yüzde aknelenme, klitoris hipertrofisi yapar (Maskülinizasyon-Virilizasyon). Yine kadınlarda menstruasyon bozuklukları ve amenore yapabilirler.

Erkeklerde prostatı büyütürler; prostat kanseri riskini artırabilirler. Yine erkeklerde tedavi başlangıcında spontan ereksiyon ve priapizm oluşabilir, zamanla azalır. Yüksek dozda erkeklerde azoospermi ve buna bağlı geçici kısırlık ve jinekomasti yapabilirler.

Çocuklarda büyümenin erken durmasına neden olarak cücelik yapabilirler. Seksüel gelişim bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu nedenle erkek çocuklarda 13 yaşından önce androjen tedavisine başlanmamalıdır.

Hamilelerde kontrendikedir. Hamilelikte androjen verilmesi fetüste maskülinizasyon belirtilerine neden olabilir.

Ciltte yağ bezelerinin büyümesine neden olarak akne yaparlar.

Agresif davranma, mani, duygu-durum değişiklikleri ve depresyona neden olabilirler.

Su ve tuz tutulumu sonucu ödem ve vücut ağırlığında artışa neden olur.

Kolestatik sarılık yapabilirler. Karaciğer hastalığı olan kişilerde kullanılmamalıdırlar. Kanda LDL kolesterolü yükseltir; HDL kolesterolü düşürürler. Uzun süreli kullanımda ateroskleroz riskini artırırlar. Hipertansiyona eğilim oluştururlar.

Kanın fibrinolitik etkinliğini artırırlar; oral antikoagülanların etkisini artırabilirler.

Kemik iliğinde eritropoetin yapımını artırarak eritrositoza sebep olabilirler.

Kontrendikasyonlar Ve Uyarılar

  • Prostat hipertrofisi olan hastalarda prostatın daha da büyümesine ve üretra üzerindeki baskının daha da artmasına neden olurlar. Prostat kanserinin gelişimini hızlandırırlar.
  • Gebelerde kullanılmamalıdır. Fetüste virilizasyon yapabilir.
  • Emzirenlerde kullanılmamalıdır.
  • Ergenlik öncesi çocuklarda kullanılması gerekiyorsa çok dikkatli olunmalıdır.
  • Su ve tuz tutulumunu artırdıkları için kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, hipertansiyon, epilepsi ve migreni olan hastalarda kullanılmamalı; kullanılacaksa da dikkatli olunmalıdır.
  • Hiperkalsemi, iskelet metastazı yapmış kanser hastaları ve primer karaciğer tümörü hastalarında kullanılmamalıdır.

ANDROJENLER İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİLER VE GÜNCEL MÜSTAHZAR TABLOLARI İÇEREN SLAYTIMIZ İÇİN TIKLAYINIZ.


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

E-BÜLTEN

Yeni yüklenen slaytlardan ve güncel yazılardan haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresiniz ile e-bültene kaydolabilirsiniz.