KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN DİĞER ANTİHİPERTANSİFLERE GÖRE AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI

Kalsiyum kanal blokörleri nöron ya da kas hücreleri gibi uyarılabilir hücrelerde bulunan voltaj-bağımlı kalsiyum kanallarını kapatırlar, hücre dışından kalsiyumun girişini inhibe ederler ve hücre içi kalsiyum düzeyini düşürürler. Voltaj-bağımlı kalsiyum kanalları, kardiyak myositler, düz kas hücreleri ve nöronlarda uyarı-kasılma, uyarı-ileti ve uyarı-transkripsiyon kenedinde hayati role sahiptir.

Hücre içindeki kalsiyum iyonları kasılma, salgılama ve nöral etkiler gibi fizyolojik olayların düzenlenmesinde rol oynar. Kalsiyum iyonlarının, kendine özgü kanallar aracılığıyla hücre içine girişi, damar düz kası ve kalp kasında kasılmalara yol açar ve kan basıncının yükselmesine neden olur; bu iyonların girişinin engellenmesi hipertansiyon, angina pektoris, vazospazm, atriyal fibrilasyon, miyokardiyal iskemi, periferik damar hastalıkları ve diğer birçok hastalığın tedavisinde önemli yer tutmaktadır.

Hipertansiyonda kalsiyum kanal blokörleri hem başlangıç hem de idame tedavisi olarak tercih edilebilmektedir. Hafif ve orta dereceli esansiyel hipertansiyonda monoterapi veya kombine tedavi olarak kullanılabilmektedir.

Kalsiyum kanal blokörleri kimyasal yapılarına göre dihidropiridinler ve nondihidropiridinler olmak üzere iki gruba ayrılır. Kalsiyum kanal blokörleri arasında farmakolojik etki profili açısından farklar bulunur. Dihidropridin türevleri vazoselektif ilaçlardır; fenilalkilamin türevi olan verapamil ve benzotiazepin türevi olan diltiazemin kardiyak kasa selektivitesi daha fazladır.

Farmakolojik Etkileri

  • Kalsiyum kanal blokörlerinin başlıca etkileri vazodilatasyon oluşturmalarıdır. Vazodilatasyon etkileri arteriyollerde belirgindir; venüller üzerindeki vazodilatasyon önemsiz derecededir. Arteriyel basıncı düşürmelerine rağmen böbrek ve serebral kan akımında azalma yapmazlar.
  • Vazodilatasyon etkide damar endotelinden nitrik oksit (NO) salıverilmesini artırmalarının da etkisi vardır.
  • Sistemik ve koroner arter yataklarındaki düz kasları gevşeterek vazodilatasyon, koroner kan akımında artış ve atım sonrası yükte azalmaya neden olurlar.
  • Özellikle nondihidropiridin türevleri, negatif inotrop etki oluşturur ve kardiyak iş yükünü daha da azaltarak kalp atım hızını düşürürler. Dihidropiridin türevleri damar düz kasında gevşemeye yol açarak hipertansif ya da koroner vazospazmlı olgularda özellikle yarar sağlarlar.
  • Koroner vasküler direnci düşürürler ve koroner kan akımını artırabilirler. Dihidropiridinler fenilalkilaminlerden daha güçlü vazodilatörlerdir; fenilalkilaminler de benzotiazepinlerden daha güçlüdür.
  • Bazı kalsiyum kanal blokörleri nötrofilleri etkileyebilmekte ve süperoksit anyonu oluşumunu baskılayabilmektedir.
  • Vasküler düz kas hücreleri ve fibroblastlarda büyüme ve proliferasyonu inhibe edebildikleri gösterilmiştir. Ayrıca bazılarının kolajen, fibronektin, proteoglikan gibi ekstraselüler matriks proteinlerinin sentezini baskılayabilmekte olduğu görülmüştür.
  • Lenfositlerde kalsiyumun ve voltaj bağımlı kalsiyum kanallarının önemini inceleyen çalışmalarda immün sistemin kontrolünde de kalsiyum kanal blokörlerinin etkili olabileceği ve mast hücrelerinin L-tipi kalsiyum kanalı sentezleyebildiği gösterilmiştir. Bu da sitozolik ve mitokondriyal kalsiyumun düzenlenmesi mast hücre aktivasyonu ile ilgili bazı süreçlerde kalsiyum kanal blokörlerinin etkili olabileceğini ortaya koymaktadır.

Diğer Antihipertansiflerle Karşılaştırılması

Renin-anjiyotensin sistemi üzerinden etki göstermediği için düşük reninli, plazma Ca2+ düşük ve tuza duyarlı esansiyel hipertansiyonlularda diğer antihipertansiflere göre daha etkili olabilmektedirler. Düşük renin düzeyi özellikle yaşlı hastalarda sık görülmektedir. Bu nedenle düşük reninli yaşlı hastalarda ACE inhibitörleri ve ARB’ler çok etkili olmaz; bu hastalarda kalsiyum kanal blokörleri tercih edilir.

Yaşlı hastalar gibi siyahilerde de düşük renin düzeyi görülür; bu hastalarda görülen hipertansiyonda da diğer antihipertansiflerden daha başarılıdırlar.

Antihipertansif etkinliği diüretikler, beta-blokörler, ACE inhibitörleri ve ARB’ler ile yaklaşık olarak eşittir.

Diüretik ve beta-blokörlerin aksine kalp, beyin, ve böbrek kan akımını ve diğer yerlerdeki doku perfüzyonunu azaltmazlar, karbonhidrat ve lipid metabolizmasını olumsuz etkilemezler; hatta lipid metabolizması üzerine olumlu etki yapabilirler.

Sempatolitik ilaçlara göre daha nadir ve daha az ortostatik hipotansiyon yaparlar.

Egzersiz toleransını azaltmazlar.

Diyabetik nefropatililerde proteinüriyi azaltıcı etki gösterebilirler ancak bu etki ACE inhibitörleri ve ARB’ler kadar güçlü değildir.

Dihidropiridinler sol ventrikülün sistolik ve diastolik fonksiyonlarında düzelme yapabilirler.

Dihidropiridin türevi ilaçların myokard enfarktüsü geçirmiş hastalarda mortaliteyi azaltmadığı görülmüştür.

Günümüzde özellikle yaşlı nüfusun artması hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları gibi birçok kronik hastalığın mali açıdan önemi artmaktadır. Hipertansiyonun kalsiyum kanal blokörleriyle aylık ortalama tedavi maliyeti, ACE inhibitörleriyle veya ARB’lerle yapılan tedaviye göre daha uygundur.

KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİ İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİLER VE GÜNCEL MÜSTAHZAR TABLOLARI İÇEREN SLAYTIMIZ İÇİN TIKLAYINIZ.

KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN PLEİTROPİK ETKİLERİ (KARDİYOVASKÜLER ETKİLERİNİN DIŞINDAKİ YARARLARI) YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ.


1 yorum

DİHİDROPİRİDİN TÜREVİ KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ - farmasunu.com · 16 Ocak 2023 10:23 tarihinde

[…] Kanal Blokörleri KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİ SLAYTI İÇİN TIKLAYINIZ. KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN DİĞER ANTİHİPERTANSİFLERE GÖRE AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI “KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİNİN DİĞER ANTİHİPERTANSİFLERE GÖRE AVANTAJ VE […]

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

E-BÜLTEN

Yeni yüklenen slaytlardan ve güncel yazılardan haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresiniz ile e-bültene kaydolabilirsiniz.